Suriye’de tarih bir kez daha tekerrür ediyorsa…

Rusya ve İran destekli Suriye ordusu tarafından Halep’ten çıkarıldıktan sonra (2016) varlığından bir daha haber alınamayan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü, gücünü de artırarak, varlığını sürdürmekteymiş…

Yalnız o da değil; Suriye’nin kuzeyinde oluşmakta olan yapılanmalarda ‘kaybedenler’ arasında oldukları bilinen diğer muhalif örgütler ve onların silahlı güçleri de hareketlenmek için HTŞ’li militanları bekliyormuş…

Bu gelişme bir hafta içerisinde Suriye ile ilgili bütün senaryoları alt üst etti.

Kaybedenler kazanan haline geldi, kazandıkları düşünülenler de kaybeden…

Nasıl oldu da böyle oldu?

Gelişmeyi ilk günden yakın izlemeye alanların bu ara soruya tatmin edici bir cevap bulamadıklarını herhalde görüyorsunuzdur. Ekranların gedikli yorumcuları, basının dış politika yazarları, olanları açıklayıcı gerekçeler yine buluyor ve paylaşıyorlar; ancak açıklamaları tatmin edici olmaktan epey uzak…

Yeniden sahneye çıkan ve kaybedenlerden oldukları sanılırken birdenbire kazanan durumuna gelen silahlı güçlerin ütülü üniformaları, cakalı botları dikkat çekici…

Karşı tarafı kaçmaya zorlayan son model araçları ile gelişmiş silah ve teçhizatları da…

Onların bu yeni hallerine karşılık, kaçan dünün muktedirlerinin görüntüleri ise, son haftaya kadar onlara yakıştırılan gücü pek yansıtmıyor. Perişan haldeler ve direnecek güçleri de silahları da yok gibi…

Acaba günü değerlendirmede yanılıyor olabilir miyiz?

Türkiye’den Suriye’deki gelişmelere uzaktan bakarak günlük tabloyu değerlendirenler sevinçlerini gizleyemiyorlar…

Öyle olması da doğal. Kaçarak gidenler Türkiye’nin ‘düşman’ bellediği güçlerdi; onların boşalttığı alanı dolduranlar buldukları her yüksekliğe Türk bayrağını çekiyorlar…

Yabancı gazeteler ile televizyon kanallarında, Ortadoğu’daki yeni dengeyi belirlemede Türkiye’nin söz sahibi olduğuna dair yorumlar revaçta.

Kazananlar listesinin en başlarına Türkiye yazılıyor…

Ankara’dan yapılan resmi açıklamalara hakim olan hava da öyle.

Yaşanan bir güreş müsabakası olsa, hakemin hiç tereddütsüz kırmızı formalı güreşçinin elini kaldırmasına tanıklık edilecekti.

Güreş değil bu oysa ve yaşanan da olsa olsa bir ‘devletler oyunu’

‘Devletler oyunu’nda tarafların ortada görünmesi şart değildir. Oyunun ne zaman ve kim tarafından başlatıldığı çoğu kez bilinmez; oyunbaz kendini gizler çünkü; kimin kazançlı çıktığı da genellikle tarihçilerin değerlendirmesine bırakılır…

Gelişmeyi ben nasıl görüyorum?

‘Arap baharı’ diye adlandırılan ve ilk etkileri Tunus, Libya, Mısır, Yemen ile Bahreyn’de görülüp en sonunda Suriye’de kendini gösteren bir sürecin en başına yeniden dönmüş gibiyiz.

Yıl 2011’di ve süreçte hareketlenen ülkeler halklarının ilham kaynağı, AK Parti iktidarının ilk on yıllık icraatıydı.

Arap ve Müslüman ülkelerde kitleler Türkiye gibi yönetilmek istiyordu.

Mısır’da ve Tunus’ta AK Parti’ye yakınlık duyan partiler iktidara yürüyor, diğer bazılarında ise, ülkeyi kim/ler/in yöneteceğine Ankara karar verecek gibi duruyordu.

Suriye için Ankara’nın muhtemel bir kadrosu bulunduğundan söz ediliyor, Cenevre’de düzenlenen toplantının ilkinde gerçekleşmese de, ikincisinde o listedeki Türkiye yanlısı isimleri iş başına getirecek bir plandan söz ediliyordu.

Görüntünün o günlerde ne kadar şimdikine benzediği unutuldu tabii…

İktidardakiler, o zaman, “Burası Ortadoğu, burada anlık fotoğrafların fazla değeri yoktur” yolundaki uyarıları dinlemeye yanaşmıyordu.

Şimdikine benzer anlık görüntü uyarı sahiplerini haksız çıkarıyordu zaten.

Ardından olanlar biliniyor ama:

Tunus’ta ve Mısır’da Ankara’ya dost politikacılar cezaevlerindeler…

Libya ve Yemen iç savaşlarını sonlandıramadılar.

Körfez’deki Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Fas, Oman birbiri ardına İsrail ile düşmanlığı sona erdiren ‘İbrahim Mutabakatı’na taraf oldular; Gazze savaşı patlamasaydı Suudi Arabistan da sıradaydı.

Bahreyn, hem ABD ile ilişkilerini daha geliştirdi, hem de ‘İbrahim Mutabakatı’ içerisinde yer aldı, üstelik İsrail ile ikili normalleşmeyi amaçlayan bir anlaşma da imzaladı (2020).

Filistin’in ne hale geldiğini aktarmama gerek olduğunu sanmıyorum.

Tabloyu belirlemesi beklenen Türkiye ise kendi derdine düştü.Söylemek istediğim özetle şu: Ortadoğu’da anlık çekilen fotoğraflar o anı yansıtır; esas tablo için ise oyunun gerçek taraflarının belirgin hale gelmesi gerekir.

Ankara’da politika belirleme ve karar verme mevkiinde bulunanlar, umarım, bu gerçeğin farkındadırlar…

YORUMLAR (69)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
69 Yorum
  • Üzeyir Talha / 05 Aralık 2024 07:27

    Binlerce km öteden ABD gelecek, Rusya, İran gelecek, İsrail gelecek, (demokrasi için değil, Esad'ı sevdikleri için değil) kendi çıkarları için Suriye'ye müdahil olacaklar. Biz hayati derecede bizi ilgilendiren bu en uzun sınır komşumuza kayıtsız kalacağız, dışarıda kalacağız öyle mi? Dışarıda kalınca sorun bitse, bize bulaşmasa tamam diyelim. Gözünü yumunca ya da devekuşu gibi kafanı çukura sokunca sorun çözülmüyor. Daha çok üstüne geliyor.

    Yanıtla (23) (23)
  • Dede Korkut / 05 Aralık 2024 08:01

    Üzeyir Talha Bey,
    Çok güzel bir yorum. Türkiye çekirdek yiyerek izlesin isteniyor. Yazarın temennisi de bu yönde, kanaati yazısından şelale gibi akıyor....

    Yanıtla (8) (16)
  • Karar / 05 Aralık 2024 12:11

    Yazarın temennisi bu yöndeymis.ah bide okuduğunu anlayabilsen

    Yanıtla (8) (3)
  • Düşünceli / 05 Aralık 2024 23:10

    Çekirdek yiyerek izlemek zaten mümkün değil de, dış politikada etkin olmanın tek yolu da silahlı müdahale değil, Dilerim Ortadoğu’da savaşlar büyümez, biz de her halükarda savaştan uzak dururuz.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 05 Aralık 2024 09:27

    Yanlış anlaşılma mı var. Ben yazarın düşüncesini konunun yorumlanması ve haberleştirmesi yanlış. Dış basın da pohpohluyor kanmayalım diye anladım. Ya sen. Sanki farklı anlamış gibisin. Senin iddianı ben yazıdan çıkaramadım. TYT girsek bu paragraf sorusunu hangimiz doğru cevaplardık.

    Yanıtla (2) (0)
  • Üzeyir Talha / 05 Aralık 2024 11:57

    Evet, cevabın doğru ama yanlış testin altını isaretlediğin için kalırdın. Ben yazarın yazısına istinaden değil, buradaki genel kanaat üzerine yorum yaptım.

    Yanıtla (1) (0)
  • Mustafa güz / 05 Aralık 2024 10:11

    Merhaba ben 44 yaşındayım ABD kimi nerede nasıl satın alacağını biliyor ırak savaşı çıktığında çocuktum ABD ye Özal destek verdi
    Pardon o zaman müslüman değil miydiniz neden karşı cikmadiniz
    Tezkere meclisten çıkmadan ABD askeri İskenderun limanından Mardin'e doğru yola çıkmıştı tezkere mecliste red edilince askerler geldiği gibi gitti o zaman müslüman degilmiydiniz
    ABD burada ise satın aldıkları liderler ile burada

    Yanıtla (4) (0)
  • Üzeyir Talha / 05 Aralık 2024 12:21

    Mustafa güz; şahsım adına, elhamdülillah Müslümanım. Da ne alâka?! Yukarıdaki yorumlarda hiç İslam, din, Müslümanlık geçiyor mu? Müslümanlara saldırmak istiyorsan git yine saldır.. Ama önce bir yorumları oku, doğru yere yaz. Rezil olma!..

    Yanıtla (0) (0)
  • umur hazangil / 07 Aralık 2024 12:16

    "üzeyir Talha" her çorbaya nane olma.ne kadar da meraklısın:ona buna cevap vermeye...maşallah dezenformasyon bürosu gibisin.bırak herkes kendi yorumunu yapsın.sen de "aklın varsa kendine sakla"

    Yanıtla (0) (1)
  • İlkokullu / 06 Aralık 2024 15:05

    Bütün dünyayı sarınca gerilim, savaş malzemeleriyle ancak yenilgi alırsın.

    Galip gelmenin tek formülü; barış zamanlarının bütün aletleriyle mücadele!

    Herkesin yaptığının tersini yapacaksın. Senin dünyayı yenecek gücün de savaş araç gereçlerin de yok. Ama elinde bulunan barış araç gereçleri ise kimsede yok. Unuttuysan hatırla!

    Yanıtla (0) (0)
  • Matrakçı... / 05 Aralık 2024 12:56

    Suriyede olan hersey bizi ilgilendirir,,Balkanlarda olanda bizi ilgilendirir. Kafkasya öyle tabi ki Kuduste ...Belgesel seyreder gibi dışarda kalamayız..Cok ciddi İSTİHBARAT yapısı şart..Hümanist sevgi kelebeği, solcumsu cici fikirler falan,filan bunlar hipnozdur...Yurtta Sulh,,Cihanda Sulh formülü ile içte uyanık ve dışarda güçlü duruş şart..!...Bu cografyalar gafil ve güçsüz olana hayat hakkı tanımaz...!..

    Yanıtla (5) (1)
  • İlkokullu / 06 Aralık 2024 14:57

    Bütün istihbarat örgütleri gizli yapilanmalardır ve bütün günahlar, özellikle de en büyük günahlar gizlice ve gizli yapılar eliyle işlenir!

    Yanıtla (0) (0)
  • Yahya Özal / 06 Aralık 2024 01:30

    UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Katre i matem / 05 Aralık 2024 11:14

    Umarım bu yazıdaki uyarılar dikkate alınmıştır. Bu kadar kazanç bana da fazla geldi. İsrail ve abd ortadoğuda işlerine gelmeyen gelişmelere izin vermez en azından bu kadar kolay olmaz

    Yanıtla (7) (0)
  • Düşünceli / 05 Aralık 2024 23:27

    Vallahi bana sorarsanız bu işin sonu nasıl gelecek kimse tam bilemez. O kadar farklı çıkarlar, çatışan farklı gruplar var ki, kimsenin istediğini tam olarak elde etmesine imkan yok, yani İsrail’in,ABD’nin de şunu dikte etse bunu önlese bile, istediği her şeyi elde etmesine imkan yok. Herkes bulanık suda balık avlıyor. Olan Suriye’deki sivil halka oluyor - ister Arap, ister Kürt, ister Müslüman, ister Hristiyan, hepsi çoluk çocuk perişan oluyorlar, kimi yaban ellere kaçmak zorunda kalıyor.

    Yanıtla (1) (0)
  • Okur kararı / 05 Aralık 2024 02:23

    O değil de, Suriyeliler büyük ölçüde ülkelerine dönerse Ümit Özdağ artık ne yapacak? Kepenk mi kapatacak?

    Yanıtla (15) (19)
  • Okur / 05 Aralık 2024 12:22

    Kepenk kapatmaz bu sefer zor işlerde calisacak adam bulunmayinca başlıyacak çalışan adamları niye gönderdiniz diye.

    Yanıtla (10) (10)
  • Abdurrahman Zeynal / 05 Aralık 2024 13:42

    Suriyeliler geri dönsün var Ümit Özdağ da kepenk kapatsın...

    Yanıtla (17) (1)
  • Düşünceli / 05 Aralık 2024 23:05

    Bu Suriyelileri büyük ölçüde geri göndermek ne denli gerçekçidir bir tarafa, şimdi öyle görünür ki sorun, Suriye’de silahlı çatışmaların, bombalamaların artması sonucu Türkiye‘ye yeni göç dalgası ihtimali.

    Yanıtla (0) (1)
  • Harbi / 05 Aralık 2024 18:14

    Resme bütün bakın.15 20 gündür devlet ricali kendi göbeğimizi kendimiz kesip içerde ve dışarda kendi güvenliğimizi sağlacağız diye anons ediyorlar. Heralde havaya konuşmuyorlardı ha ne dersiniz.Biz hiçbirşey yapmamışız olaylar hep bizim dışımızda gelismiştir,biz sadece seyirciyizdir öyle mi?

    Yanıtla (1) (3)
  • Düşünceli / 05 Aralık 2024 22:56

    Biz yurttaşlar zaten seyirciyiz. Muhalefetteki siyasetçiler de dış politika konusunda seyirci sayılır; genelde politikaya TBMM’de tartışılarak karar verilmiyor, tartışılsa bile, çıkan karar hep çoğunluk, yani iktidar kararı. Bize düşen ancak „ hayırlısı olsun!” demek!

    Yanıtla (1) (0)
  • Mustafa Rıfat ÖNİZ / 05 Aralık 2024 14:18

    Suriye'deki duruma en çok üzülenler Erdoğan'dan nefret edenler, fakat yorumlara baktığımda Erdoğan'dan nefret edenler bilindiği gibi çok olsa da, aklı selim ile yorum yapanların çoğalması beni memnun etti. Erdoğan bir dünya lideridir. Tıpkı Menderes gibi 10 yıl sonra başka liderleri gördükçe Erdoğan'ın değeri daha çok anlaşılacak ve Erdoğan düşmanları da artık eleştirmekten çekinecekler.

    Yanıtla (3) (27)
  • Hükümsüz / 05 Aralık 2024 19:24

    Erdoğan süper bir siyasetçi ancak ufak atınız biraz. Dünya lideri filan tamam hoşunuza gidiyor da Erdoğan öncelikle bir makyevalisttir. Herşeyde önce çıkarına bakar. Bu yanlış mı bence hayır. Türkler her zaman kendi çıkarını düşünür. Gazzede olduğu gibi mesela :)

    Yanıtla (4) (1)
  • Osman / 05 Aralık 2024 20:51

    Mustafa bey kardeşim,siz diz üstü çoktüğünüz için bazı kişiler size dev gözüküyor! Ayağa kalkın lütfen! Bir Bismillah çekin kimseyi büyütmeyin, büyük biziz! Millet yani!

    Yanıtla (1) (0)
  • Düşünceli / 05 Aralık 2024 22:04

    Konunun merkezine neden Erdoğan’ı oturttuğunuzu anlamadım. Olaylar Suriye’de gelişiyor. Suriye’de TSK var ama ABD, Rusya başta nice farklı ülke de var. Bir de canını kurtarsa bile evinden olduğundan, ya da savaştan kaçıp yollara düşen sivil halk. Şimdi ne olacak diye sorup kaygılanmanın, savaşta ölen yaralanan çoluk çocuğa üzülmenin ne alakası var Erdoğan sevgisiyle?!

    Yanıtla (0) (1)
  • Hükümsüz / 05 Aralık 2024 19:20

    Olsun kısa süreli de olsa biz gazimizi almalıyız. Yoksa yaşanmaz bu hayat. Tüm ortadogu ve balkanlar bizden sorulur. Biz istemezsek kuş bile uçmaz. İşin şakası bir yana. 3 parçalı bir suriyenin artık zamanı gelmiş. Kıyıda Nusayriler yani Esat. İçeride çok cokomelli çekişmeli yapıda Sünni araplar. Kuzey ve ırmağın doğusunda Kürtler. Ben içlerinden Kürtleri tercih ederim. En azından acı tatlı en iyi anlastiklarimiz.

    Yanıtla (2) (1)
  • Ali YÖRÜK / 05 Aralık 2024 16:18

    2 asırlık yakın tarihimizi bilmeden onun bunun trenine binenlerin nereye gideceğini çok net görüyorum. Tam bağımsız olmadan ,kendine ve halkına güvenmeden
    bu işler zor olur.

    Yanıtla (2) (0)
  • Musto / 05 Aralık 2024 16:01

    Bunlara laf anlatamazsınız. Dediğim dedik çaldığım düdük. İran'ın Rusya'nın ABD'nin bu bölgede ne işi var diyorlar.Abd,ye sen destek oldun Eğit donatları bırak dediler bırakmadın.Dün Esat ile bakanlar kurulu toplantısı yapıyordun,Fenerbahçe'yi maç yapmaya gönderiyordun Suriye sınırları açılmış, Eş dost akraba ziyarete geliyor gidiyorlardı. Ne oldu birdenbire? Esat bana zaman tanıyın dedi demokrasiye geçeceğim dedi. Ama yok İsrail'in güvenliği golan tepeleri daha önemliydi.

    Yanıtla (7) (1)
  • Alp Demir / 05 Aralık 2024 15:33

    Suriye'den ya da Irak'tan toprak almak gibi bir niyet kesinlikle yanlıştır. Çöl orası. Su savaşlarının başladığı bir yüzyılda, çölün ilkel kabilelerinin hamiliğini yapmak tam bir intihar olur. Ancak, bunların Türkiye'ye zarar vermelerinin de önüne geçmek şarttır. Bu bir denge. Sınırlardaki mayınları kaldırmayacaktık. Onları yeniden döşememiz ve içeriye girmeye kalkan sineği bile vurmamız gerek. Bugünün teknolojisi ile bu mümkün. 30 km derinlikteki güvenli alan ise mecburi bir durum.

    Yanıtla (3) (2)
  • Veli / 05 Aralık 2024 13:57

    Made in england

    Yanıtla (2) (2)
  • Abdurrahman Zeynal / 05 Aralık 2024 13:41

    Bunun vebali, günahı acaba Şam Emevi Camisinde Cuma Namazı kılacağız diyenlerde mi? Sadece soru sordum....

    Yanıtla (12) (1)
  • kel Ali saçıgür / 05 Aralık 2024 13:26

    htş lideri dediki konsey başkanı dediki htş komite başkanı dediki.. kaç gündür birtakim medyatik kutlamalar arasinda tak diye söyleyebileceğimiz bir isim bile yok belliki yine derinlik yok iktidarı desteklemekten henüz vazgeçmediğim için yandaş medya demeye dilim varmadı..kalitenin yükselmesini 20 yıldır bekliyoruz umut fakirin ekmeği.candas medya var birde arka sayfa güzeliyle idare edilemez olunca 20 yıldir onlarda şaşkın.bu gazete sadece yandaş medy değil onları teshirdede daha cesur olabilir

    Yanıtla (0) (1)
  • ÖMER KUTALMIŞ / 05 Aralık 2024 12:53

    Tarih tekerrür etmez. Benzer koşullarda benzer olaylar gerçekleşir. Tarih ders almak, benzer hataları tekrarlayarak aynı hatayı yapmamak için araçlardan biridir. Ancak hafızayı, muhakemeyi ve aklı tatile gönderirsek, aynı hatalar yapılır, aynı zararlar olur bizde tarih tekerrür ediyor deriz.

    Yanıtla (2) (0)
  • Karar / 05 Aralık 2024 12:13

    Fehmi bey Suriye'de olan biteni en gerçekçi anlatan yazı teşekkürler

    Yanıtla (1) (1)
  • ișsiz / 05 Aralık 2024 12:10

    Araplarin tek anlastigi konu, anlaşamamak.
    Şimdiki durumun tek sorumlusu fransa. %10 luk azinliga ülkeyi teslim edip 100 yildan beri sömürdüler. Simdilerde ortalikda sinsi sinsi dolasiyorlar.

    Yanıtla (1) (2)
  • Şaik / 05 Aralık 2024 11:21

    Ankara'dakiler için önemli olan İngiltere'nin ne düşündüğüdür. Gerisine bakmazlar. Fehmi Koru'nun bunu bilmemesinin imkansız olduğunu düşünüyorum.

    Yanıtla (1) (2)
  • Birisi / 05 Aralık 2024 10:52

    Ankara'dakiler ne yapmaya çalışıyor belli değil ki...Bir yarısı saman altından su yürütmeye çalışıyor, öteki yarısı suyun üstündeki samanı üflemekle meşgul.

    Yanıtla (2) (0)
  • iyildiz / 05 Aralık 2024 10:49

    Oman da ne la... Haa, UMMAN mı demek istedin çok bilmiş...

    Yanıtla (0) (1)
  • HAYRETI MUCIP / 05 Aralık 2024 10:46

    Suriye'de kim kazanırsa kazansın veya kim kaybederse etsin asla Türkiye lehine olamaz , olması da mümkün degil , bizim icin orada istikrar önemlidir , gerisi boştur !

    Yanıtla (9) (0)
  • Dede Korkut / 05 Aralık 2024 08:05

    Sayın yazar, petrol ve enerji üretilen kaynakların bol olduğu bu coğrafya, batının doya doya kullandığı mekanı olsun, Türkiye aleyhinde her türlü örgütler sınırlarımıza tecavüz etme şartıyla alabildiğine desteklensin, biz de oturup izleyelim öyle mi?
    Tarihi bir incele. O bölge kadim Türk toprakları. Bari dünyanın geldiği bu noktada Türkiye yeni kurulacak dünya düzeninde, payını nasıl daha fazla artırabilir diye bir fikriniz yok mu?

    Yanıtla (1) (10)
  • Ddd / 05 Aralık 2024 10:27

    Biz önce boşalan köyleri,kasabaları ve küçük Anadolu şehirlerini canlandıralım. Cennet gibi bir şehir olan Kastamonu boşalmış, Bayburt,Gümüşhane,Yozgat,Aksaray,Tunceli, Kars ve daha nicelerini ayağa kaldıralım. Çölden biraz daha iyi ama ülkemize göre çöl olan Halep gibi şehirler ne yapacağız. Bir de oradaki halk orası Türkiye’ye bağlandıktan sonra orada ki Araplar orada kalır mı? Hepsi İstanbul ve Ege’ye doluşur.

    Yanıtla (10) (1)
  • Hatemi / 05 Aralık 2024 09:49

    Ortadogu 3. Dünya Savaşı başlamistir

    Yanıtla (0) (0)
  • Murat Yatış / 05 Aralık 2024 01:13

    Bu dediklerinizi iktidar dahil herkes görüyor zaten fehmi bey, peki Türkiye ne yapmalı, onu yazsanız keşke. Yanı başımızda kurulmaya çalışılan terör devletine sessiz mi kalalım? İç politikada ben de AKP yi çok eleştirenlerdenim ama gerçekçiyim. Sahi CHP nin Suriye'deki Pkk için çözüm önerisi nedir? Esad la görüşerek sorunu çözeceğini mi zannediyor? Sınır dışı operasyonlar bitecek mi, geri çekilecek miyiz?!

    Yanıtla (16) (8)
  • Emekli / 05 Aralık 2024 00:14

    Tamamen katılıyorum. Abd, daha doğrusu abd/israil cephesi tayyibe stratejik ortaksın deyip başımıza birsürü iş açtılar. Yutan yutmaya devam ettirken sonra, niçin bir daha tekrarlanmasın. Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu demiş atalarımız ama dinleyen kim.

    Yanıtla (13) (4)